Müzik Hakkında Doğru Bilinen 5 Yanlış

Müzik Hakkında Doğru Bilinen 5 Yanlış

İlk olarak; tabii ki, şu 7 nota efsanesine bir bakalım. Serdar Ortaç’ın unutulmaz gafı: “Zaten topu topu 7 nota var, kaç farklı beste yapılabilir ki?” Aslında 7 değil, 12 nota var. Yani vakti zamanında, birisi kendisine ekstra olarak 5 notaya daha sahip olduğunu söyleseydi, belki müzik kariyerine farklı eserlerle devam edebilirdi. Şaka bir yana, aslında bu durum, kültürden kültüre değişir. Örneğin, Türk Müziğine bakacak olursak; bu 12 nota sayısını 54’e çıkartabiliriz. Ama Batı müziğinde, temel olarak 12 farklı nota vardır.

Müzik hakkında bilinen bir diğer yanlış ise; herkesin dilindeki, şu çok popüler olan: “Müzik evrenseldir.” ifadesi. Bu konuyu uzun uzun anlattığım özel bir video olsa da, burada kısaca bir kez daha değinmek isterim. Ben de öyle olsun çok isterdim ama maalesef, müzik evrensel değil. Öyle olsaydı, bir dizi içerisinde; Avrupa’da 12, Türkiye’de 54, Gamelan’da 7, Çin’de 5 nota kullanılmazdı. Öyle olsaydı; ritimler yöreden yöreye değişmez, ve yaşanılan benzer olaylar bu kadar farklı bakış açılarıyla değerlendirilmezdi. Bu çok açık ki, müzik; evrensel olduğundan daha çok, kültürel. Bir Afrika yerlisinin Beethoven’ı anlaması için ciddi bir eğitimden geçmesi gerekirken; Bir Brezilyalının Aşık Veysel’i anlaması için, mutlaka buradaki kültürle iletişim kurması gerekir.

Üçüncü bir yanlış olarak “Müzik yeteneği, Tanrı vergisidir; sonradan edinilmez.” anlayışına değinelim. İnsanların çok hoşuna giden o büyük efsane… Tabii ki Tanrı vergisi bir yetenek var. Ve bu yetenek kiminde az, kiminde çok. Ama İngilizcedeki şu deyimi hatırlamak lazım: “Talent is overrated.” Yani: “Yetenek abartılmıştır.” Elbette her insan, aşırı bir yetenek karşısında, onu övme refleksi gösterir. Bunun da çok basit nedeni var. Onun sıra dışı ve az rastlanan bir durum olduğunu biliriz. Yapılan gözlemler bize şunu gösteriyor ki: Eğer bir yerde 1000 kişi varsa, bunlardan 1’i çok yetenekli; 1’i aşırı yeteneksiz, diğer “dokuz yüz doksan sekiz” kişi de, ortalama bir yeteneğe sahip oluyor. Siz de, büyük ihtimal, bu “dokuz yüz doksan sekiz” kişiden birisiniz. Ve sizi öne çıkaracak şey: İnanç, disiplin ve doğru yöntemle çalışma. Elbette, Barış abinin “Gibi Gibi” şarkısında söylediği şu sözü de hatırlamak gerekir: “Kırk yılda bir gelir Barış gibisi.” Bazı üstün yeteneklerin gelmesi; yıllar, asırlar alsa da, ve bunlar gerçekten övgüye layık da olsa, Çalışmanın önemini hiçe sayan “Yetenek tanrı vergisidir, sonradan edinilmez” anlayışını bir yanlış olarak değerlendirmekte fayda var.

Bir diğer çok duyduğum yanlış ise: “Yabancı şarkı dinlemek için sözleri anlamamıza gerek yok.” düşüncesi. İngilizce bi’nevi ama bazen aşina olmadığımız dillerde de şarkılar dinliyoruz ve bu şarkılar bizi gerçekten de etkiliyor. Teoride doğru bir yaklaşım. Eğer o dili bilmiyorsanız, yine de o şarkıları dinleyebilirsiniz. Ama buradaki problem; ne kadarını anladığınız. Ortada bir eser var ve bu eserin formu “Şarkı.” Ve bu form, müziğin haricinde ve hatta müzikten daha da önemli olmak üzere; birtakım sözler içeriyor. Hadi en iyi ihtimalle; %50 söz, %50 müzik diyelim. Bu oranda bile, bir iletişim kurarak anlamak istediğiniz eserin yalnızca %50’sine ulaşabiliyorsunuz demektir. Daha da ileri götürürsek, sadece sözleri de değil; aslında arkasındaki hikayeyi de tam olarak bilmemiz gerekir. Bazı besteciler, bu hikayeleri dinleyiciler ile paylaşır; kimileri ise paylaşmaz. Ama şu bir kesin: Her şarkının bir hikayesi vardır ve eğer mümkünse bilinmesi gerekir. İşi daha da ileri götürerek afili bir laf söyleyeyim: Aslında iyi şarkı değil; iyi hikaye vardır.

Son olarak da şu yanlışa bakalım: “Popüler olan her şey kalitesizdir.” Evet, maalesef popüler kültür diye bir şey var ve içindeki çoğu şey; çiğ ve bayağı. Satış yapma arzusu, insanlara farklı şeyler denetebiliyor. Biri soyunup çello ile poz verirken; diğeri kadına şiddete özendirebiliyor; kimileri ise, imaj uğruna birçok saçmalık peşinde koşabiliyor. Ama bu durum, popülerleşmiş herkesin kalitesiz olduğu anlamına gelmiyor. Ün öyle bir şey ki, genellikle, en kalitesizlere uğrar. Ama kim Pop’un Kralı Michael Jackson’ın kötü müzik yaptığını savunabilir ki?

Bir sonraki videoda görüşmek üzere. Kendinize iyi bakın. Sevgiler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir